Ağızda görülebilen yaralar içinde en sık rastlanan yara çeşidi olan atflar yemek yemeyi ve konuşmayı zorlaştırarak günlük yaşamımızı olumsuz etkilerler ve genellikle tekrarlayıcı olurlar. Farklı türleri ve büyüklükleri olan atfların çok sayıda sebebi olabilir. Toplumda çok sık görülen aft, bağışıklık yetersizliklerinin genetik türleri ile ilgili olabileceği gibi sonradan ortaya çıkan bağışıklık sorunlarına bağlı meydana gelebilir. Bunların dışında sindirim sistemi problemleri, travma, enfeksiyon ve kan hastalıkları gibi bir çok faktörün tetiklemesiyle de oluşabilir. Temeldeki sebepler ortadan kaldırılmadıkça tekrarlama eğilimi devam eder. Hem hastalığı oluşturan sebebe hem de yaraların iyileşmesine yönelik bir tedavi ile hastanın rahatlatılması ve ağız içi sağlığının büyük ölçüde geri gelmesi mümkün olabilir.
Aft Nedir?
Aft, kendine has görüntüsü ile tanınması kolay olan ve ağız içine yerleşen özel bir yara çeşididir. Toplumun %20’sinde görülen aft en sık rastlanan ağız yarası türüdür. Çoğunlukla düzensiz aralıklarla tekrarlayan ve kendi kendine 10-20 günde iyileşen ağrılı yaralar şeklinde karşımıza çıkar. Bazen tek, bazen çok sayıda ve ağız içinin farklı bölgelerinde görülebilir. Bazı hastalarda biri iyileşirken diğeri oluşur.
Aft yaraları tıp dilinde ‘Aftöz ülser’ ya da ‘Rekürrant Aftöz Stomatit’ gibi isimlerle de anılır.
Aftın Belirtileri Nelerdir?
Aft; ağız içinde dil, damak, dudak içi, yanak mukozası, diş eti gibi değişik bölgelere yerleşebilir. Aftlar ağrı, acı, yanma ve hassasiyet yaparlar. Bu ağrılı durum yemek yeme, konuşma, su içme, üflemeli enstrüman çalma gibi faaliyetler sırasında artar. Farklı boyut ve görünümde olabilirler. Afların çoğu 1 cm’nin altındadır. Yuvarlak ya da oval şekilli, kenarları belirgin ve kızarık, ortası beyaz, bej, sarı, gri renkli olabilen ülser (yara) şeklinde görünümü vardır.
Aft Çeşitleri Nelerdir?
Büyüklükleri, şekilleri ve klinik seyrine göre üç çeşit aft mevcuttur;
1. Küçük Aftlar (Minör Aft)
Hastaların %85’inde bu aft çeşidi görülür. Ağız içinin her yerine yerleşebilen ve çapı 1 cm’den küçük olan aftlardır. Orta şiddette ağrılıdır. Sayıları genellikle 1-10 arasıdır. 14 günden kısa sürede iyileşirler. Yüzeyseldirler ve mukoza epitelinde iz bırakmadan iyileşirler. Belirsiz bir süre sonra genellikle nüksederler.
2. Büyük Aftlar (Majör Aft)
Nadir görülürler. Çapı 1 cm’den büyüktür. Kızarık bir kabarıklık şeklinde başlar. Daha sonra krater şeklinde derin bir yara oluşur. Yaranın rengi gri ya da beyazdır. Ağrılı olan bu ülserler iyileştiklerinde yerinde iz bırakır. İyileşmesi 14 günden uzun sürer ve 2-6 hafta arasındadır. Çoğu kez bir tane, seyrek olarak birkaç tanedir. Boğazın arkasına yerleşince yutma zorluğuna yol açabilir. Ateş ve halsizlik eşlik edebilir.
3. Uçuk Benzeri Aflar (Herpetiform Aft)
Uçuğa benzeyen, 1-2 mm çapında çok sayıda elemanlar (içi su dolu kabarcıklar) halinde başlarlar. Zamanla genişler ve birbiriyle birleşirler. Nadir görülen bir şekildir. İz bırakmadan 1-4 hafta içinde iyileşirler.
Tekrarlayan Aft Nedir?
Bir yıl içinde üç veya daha fazla tekrarlayan şekilde aft oluşumuna tekrarlayan aft denir. Aft nadiren ömründe bir tek kereye mahsus geçirilen bir hastalıktır. Bu durum çok özel ve sınırlı vakada karşımıza çıkabilir. Hastaların %90’ından fazlasında aft tekrarlar. Bu sebeple de tıpta aft ile tekrarlayıcı aft aynı anlamda kullanılır. Tekrarlayıcı aft tıp dilinde ‘Rekürrant Aftöz Stomatit’ olarak adlandırılır.
Aft Neden Çıkar?
Aftın oluşumunda diş çürükleri ve anjin gibi bölgesel ya da sindirim sistemi hastalıkları gibi genel faktörler rol oynayabilir. Toplumda en sık rastlanan hastalıklardan biri olan aftın başlıca sebepleri aşağıda belirtilmiştir:
Genel (Sistemik) Sebepler;
- Behçet hastalığı
- Genetik yatkınlık
- Sigara
- Stres ve kaygı bozuklukları
- İlaçların yan etkileri
- Gebelik
- Demir eksikliği
- Folik asit eksikliği
- Fosfat eksikliği
- Çinko eksikliği
- B1, B2, B6, B12 vitamini eksikliği
- C vitamini eksikliği
- Kemik iliği hastalıkları
- Mide hastalıkları
- Bağırsak hastalıkları
- Grip (influenza) ve zatürre (pnömani) gibi enfeksiyonlar
- AIDS
- Bazı kanser hastalıkları
- Premenstrüel (adet öncesi) dönem
- Hormonal hastalıklar
- Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar
- Bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçlar
- Yiyecek ya da ilaçlara alerjik cevap
Bölgesel sebepler;
- Tütün çiğneme
- Sinüzit, tonsilit ve farenjit gibi bölgesel enfeksiyonlar
- Diş çürükleri
- Uygunsuz diş dolguları
- Diş kırıkları
- Lokal travmalar
- Uygun olmayan diş macunları
- Aşırı sıcak yemek ve içmek
- Aşırı tuzlu yemek
- Aşırı ekşi tüketimi
- Aşırı baharatlı tüketimi
Aft Hangi Ağız Yaralarıyla Karıştırılabilir?
Tekrarlayan aft lezyonları behçet hastalığının ağız içi lezyonları ile birebir aynıdır. Hiçbir şekilde ayırt edilemez. Aft, behçet hastalığının belirtilerinden birisi ve en sık rastlananı olduğundan aft görülen hastalarda mutlaka behçet hastalığı ile ilgili anamnez (hasta hikayesi), muayene ve araştırma tamamlanmalıdır.
Aft ile karıştırılabilen diğer hastalık ve durumlar şöyle sıralanabilir;
- Diş protezlerinin oluşturdu travmatik yaralar
- Aspirinin ağızda uzun süre tutulmasına bağlı oluşan yaralar
- Ağız antiseptikleri ile oluşan yaralar
- Diyabet
- Üremi
- Liken Planus
- Lökoplaki (Lökoplazi)
- Lösemi
- Makroglobulinemi
- Ağız içi tümörleri
- Pemfigus ve bazı Vezikilöbüllöz hastalıklar
- Sfiliz (frengi)
- Gonore (bel soğukluğu)
- Histoplazmoz
- Blastomikoz
- Kriptokokkoz
- Tüberküloz
- Viral enfeksiyonlar
- Agranülositoz
- Alerjik ve toksik reaksiyonlar
- İmmunosupressif (bağışıklığı baskılayan) ilaç kullanımı ile oluşan yaralar
Aft Bulaşıcı mıdır?
Aft mikrobik bir hastalığa bağlı oluşmuş ise bu hastalığı oluşturan mikrop bulaşabilir ama bulaştığı kişide mutlaka aft çıkacağı anlamına gelmez. Çünkü bir kişideki mikrobik hastalık afta yol açabilirken bir başka kişide aft oluşturmayabilir. Yani burada bulaşan aft değil aftın oluşumuna sebep olma ihtimali olan mikroptur.
Aft Tedavisi Nasıldır?
Hekime ulaşma imkanı olmayan hastalar aft acısını azaltmak ve iyileşmesini hızlandırmak için bazı doğal yöntemlerden faydalanabilirler. En sık başvurulan yöntemler olarak karadut şurubu, karbonatlı su, kaynatılmış ve ılıtılmış sumak suyu, sirkeli su ile günde 3-4 kez gargara yapılabilir. Zeytin yaprakları kaynatılarak çayı içilebilir. Ancak bunlar belirtileri hafifletmeye yönelik geçici yardımlardır.
Kalıcı çözümü sağlamak için hekim mümkün olduğunca altta yatan sebep ya da sebeplerin ortadan kaldırılmasına çalışır. Ancak her zaman bir hastalık tespit edilemeyebilir. Çok iyi bir anamnez (hasta hikayesi) alınması gerekir. Fizik muayene ve gerekli görülen laboratuvar incelemeleri sonucu hastaya uygun bir yaklaşım geliştirilir.
Aft tedavisinde şunlar hedeflenir;
- Lezyon sayısını ve büyüklüğünü azaltarak aftın iyileşmesini hızlandırmak
- Ağrı ve hassasiyeti azaltmak
- Hastaya uygun diyet belirlemek
- Lezyonların tekrarlamasını önlemek
Hastaya yapılan şu tavsiyeler aftın iyileşmesine iyi gelir;
- Sert yiyecekler yenmemeli
- Asitli içeceklerden uzak durulmalı
- Aşırı tuzlu, ekşi ve acı yiyecekler yenmemeli
- Aşırı sıcak yiyecek ve içecekler yenmemeli
- Yeterli ve düzenli uyku uyumalı
- Sigara ve alkol içilmemeli
- Düzenli, dengeli ve doğal beslenmeli
- Ağız temizliğine önem verilmeli
Bunların dışında uzman hekim ağrıyı azaltmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için;
- Anestezik kremler
- Antiseptik gargaralar
- Topikal (dıştan uygulanan) krem ve jeller reçete eder.
Diğer yandan sebebe yönelik tedavide demir, folik asit, B12 gibi eksik olan vitamin ve mineralleri tamamlayıcı tedavi verilir. Altta yatan hematolojik (kanla ilgili), gastrointestinal (sindirim sistemi ile ilgili), endokrinolojik (hormon sistemi ile ilgili) ve immünolojik (bağışıklık sistemi ile ilgili araştırmalar yapılır. Tespit edilen problemleri ortadan kaldırıcı genel tedaviler uygulanır.
Ağız yaraları, aft ve tekrarlayan aftların tanı ve tedavisi bazı durumlarda multidisipliner (birden çok tıp branşını ilgilendiren) çalışmayı gerektirebilmekle beraber hastaların çoğunda dermatoloji uzmanı tarafından yönetilen süreçlerdir. Özellikle tekrarlayan ve inatçı ağız yaralarında vakit geçirilmeden dermatoloji hekimine başvurulması tanı ve tedavi süreçlerini hızlandıracaktır.